|
Unificatıon Prensipleri ya da kısaca Prensip, insanlığın nasıl ortaya çıktığı, nasıl yaratıldığı ve varlıklarının tabiatla olan ilişkileri, Tanrı diye varlıklarüstü bir varlığın var olup, olmadığı, eğer var ise onun nasıl bir tabiata sahip bulunduğu ve neden insnı yaratma gereği duyduğu, eğer insan yaşamının bir amacı var ise bunun nasıl yerine getirilebileceği, kötünün neden var olduğu ya da nasıl ortaya çıktığı, Tanrı bir iyilik Tanrısı ise insanlığın yüzyüze olduğu acıları sona erdirme için neler yaptığı ve bugünün insanlığı için iradesinin ne olduğu gibi bir dolu varoluşla ilgili temel soruyu merkez alan bir inanç öğretileri bütünüdür.Prensip, Unification Hareketi'nin aynı zamanda kurucusu ve lideri de olan Sun Myung Moon tarafından yoğun emekler ve derin ruhsal birikimler sonucu ortaya çıkmış bir öğretiler bütünüdür. Mr. Moon, ülkesi Kore'de ilk gençlik yıllarını yaşadığı dönemlerde insanlığın içiçe olduğu acıların ve sevgi dolu, doğru bir dünyanın yaratılamamış olmasının ardındaki insani başarısızlıkların ardındaki motiflerin neler olabileceği konusuna çok duyarlı bir biçimde yaklaşmış ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda derin ve uzun dualarla beslediği yüklü araştırmalarını sürdürmüştür. Hristiyan bir ailede büyümüş olan Mr Moon için, dinlerin insanlığın temel sorunlarına olan duyarlılığı ve de insanlara eğer Tanrı sözüne itaat ederlerse ideal dünyayı vaadetmeleri hiç de yabancısı olmadığı konular idi. Ancak, tüm bunların ötesinde Mr. Moon, bugüne dek varlıklarını sürdürmüş bulunan, geleceğe yönelik umut dolu esinlemelerle bezeli dinlerin, uygulama söz konusu olduğunda her nedense yaşama yönelik sorulara ve de insanlığın boğuşmak durumunda kaldığı derin sorunlara bir çözüm getirmekten uzak kaldıklarını gördü. Dahası var olan kutsal yazıları anlamadaki yetersizlikleri sonucu, dini ve siyasi liderlerin, gerekse de akademisyenlerin, Tanrı merkezinde ideal bir dünyanın yaratılabilmesi için gerekli olan kurtarıcılık figürüne sahip kişiye insanlığı hazırlamak gibi öncelikli bir misyonu olan dini doğru yorumlayabilmekten uzak kaldıklarına da tanık oldu. Tüm bunların ve de dini idealler ile bugünkü dünyanın gerçekleri arasındaki gidişin tehlikeli bir uçuruma dönüştüğünü acıyla gören Mr. Moon, yoğun bir çalışma ve derin dualarla yüklü bir dönemin ardından çözüm arayışlarına başladı.
Onaltı yaşında, köyünün yakınlarındaki bir dağda, her zaman olduğu gibi derin bir dua ve meditasyon anında iken, yaşamını tamamen Tanrı'ya ve insanlığın kurtarılmasına adamasını isteyen, Mesih İsa'nın vizyonu ile karşılaştı. Çok genç olmasına rağmen, insanlığın acılarının ve de haksızlıkların sona erdirilmesi gibi gerçekleştirilmesi imkansız gibi görünen bu isteme kayıtsız kalamayacağını anlayan Mr. Moon, Tanrı'nın iradesine mutlak boyun eğmesi gerektiğine olan sonsuz inancı sayesinde o günden sonra yaşamını tamamen bu idealin gerçekleştirilmesine adaması gerektiğini anladı. Üstlendiği misyona olan sonsuz duyarlılığı ve inancı sayesinde sonraları inanılmaz zorluk ve eziyetlerle boğuŞmak durumunda kaldığı dönemlerde bile seçmiş olduğu bu zorlu yolun gereklerinden en ufak bir ödün vermeksizin çalışmalarını devam ettirdi.
Mr. Moon, Tanrı'nın ondan beklentilerini yerine getirebilmenin ilk şartının, öncelikle Yaratıcı'mızı ve de O'nun yaradılışını derin bir biçimde anlamaktan geçtiğini göz önüne alarak, günlerini ve gecelerini tamamen dualarla geçirip, çok zorlu oruçlar tutarak çalışmalarını sürdürdü. Bunu yaparken, uyguladığı yöntem, Tanrı, şeytan ve insanlığa yönelik sorulardaki ayrıntıların cevaplarını hem fizik hem de ruh dünyası gerçeklerini göz önüne alarak araştırıp, elde ettiği sonuçların gerçekliğini derin dualarla doğrulamak şeklinde oldu. Bu zamanlarda, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed, Buda ve diğer inançlardaki belli başlı kutsal ve bilge kişiliklerin, Tanrı ve O'nun insanlık ile olan karmaşık ilişkisini daha iyi anlamasına yardımcı olacak biçimde kendisine bizzat ruhsal olarak rehberlik etmelerine tanık oldu. 25 yaşına geldiğinde, Unification Prensipleri adı altında bu kitapta ana hatlarıyla size sunulmaya çalışılan öğretinin temelleri tamamlanmış bulunmaktaydı bile.
Prensip, Tanrı'nın ve insanın tabiatı ve kadın ve erkeğin tabiatları gereği ihtiyaç duydukları gerçek, içsel tatminin nasıl sağlanabileceğine yönelik çok önemli kavrayışları bizlere sunar.
Prensip, aynı zamanda, insanların çevre ile olan ilişkilerinin sağlıklı bir baza oturtulması yönünde de çok hayati bilgilere açıklık getirir. Ayrıca, insanlığın ilk ebeveynlerinin nasıl ve hangi nedenlerle Tanrı idealinden koptukları ve bu ayrılığın sona erdirilip, insanlığın yeniden Tanrı ile bir bütün halinde yaşayabilmesi adına Tanrı'nın insanlık tarihi boyunca hangi yöntemler çerçevesinde gereken onarımı sağlamaya çalıştığı da yine Prensip'in inceleme alanına giren konulardan bazılarıdır.
Prensip, henüz bir resmi statüsü olmamakla birlikte çeşitli proje, çalışma ve organizasyonları ile çok geniş bir yelpazede hizmet veren ve Sun Myung Moon'un öğreti ve vizyonu ile şekil bulmuş olan Unification Hareketi'nin temelini oluşturur. Unification hareketi'nin bünyesindeki, dinler ve milletlerarası kültür vakıflarından tutun da üniversitelere ve dünya çapındaki haberleşme kurumlarına dek yayılan ve herbiri Sun Myung Moon tarafından kurulan çok değişik birimlerin nüvesi, Prensip içindeki ideal ve anlayışları temel alarak işlevlerini sürdürmektedirler. Prensip, mutlak gerçeğin samimi arayışında olan ve hangi inanç grubunda olursa olsun bir dolu insana, yalnızca dini bir vizyon kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda farklı geçmişlerden gelen bu insanların biribirlerini daha iyi anlayıp, uyum içinde beraberce çalıŞabilmeleri için gerekli zemini de sağlıyor. Dolayısı ile dini ilhamlar çerçevesinde vücut bulmakla birlikte, Unification Hareketi ne yeni bir din olgusu sunma iddiasında ne de var olan dinlerle bir yarışıiçinde olma iddiasındadır.
Elinizdeki kitap, Yahudi, Hristiyan ve Müslüman kültürlerinden gelmiş olmakla beraber, bağlı bulundukları inanç hakkında fazla derinlikli olmadan sadece belli gelenek ve alışkanlıklar çerçevesinde dinlerdeki belli başlı kişilik ve olayları ancak genel hatlarıyla bilen tek Tanrı inancındaki insanlar öncelikle göz önüne alınarak hazırlanmıştır. İçeriğindeki açıklamalar, Kitab-ı Mukaddes ve Kuran'dan direkt alıntılar yapmamakla birlikte onlarla yakın bir bağlantı içindedir. Prensip'in basılmış ya da basılma aşamasında bulunan diğer açıklamaları, dünyadaki belli başlı diğer dini eserlere de kolaylıkla uygulanabilir. Prensip'teki felsefi yaklaşım, asal ifade, ontoloji, asal insan tabiatı, epistemoloji, mantık, aksiyoloji, ahlak, eğitim, sanat, tarih ve metodoloji konularını kapsayan Unification Düşüncesi adı altında okurlara sunulmuştur.
Bu kitapta, kutsal kitaplardan alıntı yapılmasından kaçınılmasının bir nedeni, pek çok insanın dindar aile temellerine sahip olmakla birlikte, var olan kutsal yazılar hakkında fazla derinlikli bilgiye sahip olmamaları artı, dinin sağlayacağı eğitim için bu yazıların illa de gerekli olduğuna inanmamaları ise, bir diğer ve daha önemli neden de bu yazıların gerek bir dinin kendi bünyesinde gerekse de dinlerarasındaki görüş tartıŞmalarında, farklı görüşlerin savaşmasına zemin hazırlamış olmaları ve de böylece zaman içinde birleştirici olması gereken özellikleirinden tamamen sıyrılarak çeşitli ayırım ve düşmanlıklara meydan vermiş olmalarıdır. Elinizdeki metin, işte tüm bu kaygılar göz önüne alınarak her dinden ve inançtan insanlar arasındaki anlayışı geliştirmeye yönelik bir anlatımı tercih etmekte ve doğruluğunu kanıtlamak için, var olan yazıları kullanmaktan da bu nedenlerle, kaçınmaktadır.
Okuru, yaşama ve tarihe yeni bir ışık getiren ve de var olan kaynakların daha iyi anlaşılmasına imkan sağlayan bir mantık zinciri içindeki fikir ve kavrayışlarla değişik insan gruplarını entegre bir biçimde kaynaştırma gücüne sahip Prensip'i ciddi bir yaklaşımla etüt etmeye davet ediyoruz. Belli bir kutsal kitapa aşina olanlar, bu kitap pasajları arasındaki bağlantıları kurarak Prensip'in açıklamalarına yabancılık çekmediklerini göreceklerdir. Prensip'in sizlere sunulan bu yorumu, belli başlı farklılıklar göz önüne alınarak pek çok Yahudi, Hristiyan ve Müslüman tarafından kabul edilen dini tarihi temel almakla birlikte, getirdiği bir takım yorum ve açıklamalar, tamamen Prensip'e özgü bir eşsizliğe de sahiptir.
Tanrı ve yaradılış hakkında daha derinlikli bilgi edinmek isteyenlerin arayışına cevaben, bugüne dek yazılanlara ek olarak yeni açıklamalar getirmenin temeli, dikkatli incelenirse bizzat daha önceki yazıların bünyesinde yer almaktadır. Hristiyanların kabul ettikleri Kitab-ı Mukaddes Yeni Ahit başlığı altında bir yanda İsa'nın ve ilk izleyenlerinin söz ve davranışlarına yer verirken, öte yanda Eski ahit başlığı altında daha önce de var olmuş Tevrat ve diğer Yahudi din metinlerini de inanç temellerinin bir parçası olarak kabul etmektedirler. Bu şekilde Hristiyanlar kutsal Yahudi yazımlarını kendilerininki olarak benimsemekte ancak onu Yeni Ahit'ten çıkış bulan yeni inanç anlayışlarına uygun bir biçimde yorumlamaktadırlar. Kuran'da Tanrı: "Sana Kuran'ı, önce gelen kitabı tasdik ederek ve ona şahit ederek Hakla indirdik." der. Yusuf Ali gibi bazı Müslüman din bilimciler Kuran yorumlarında çokça Kitab-ı Mukaddes'ten alıntılar yapıp, Kuran'da söz edilen bir takım olaylara açıklık getirmektedirler. Müslümanlar da, Yahudi ve Hristiyan yazıtlarını Kuran'ı merkez alarak yorumlamaktadırlar. Dolayısı ile gerek Hristiyanlar gerekse de Müslümanlar olsun kendi inançlarından önce gündeme gelmiŞ kutsal yazıları, Tanrı'nın yolladığı gerçekler olarak kabul etmektedirler.
Prensip, Belli başlı diğer inançlara (Hinduizm, Budizm, Taoizm, Konfüçyanizm ve Zerdüştlük) ait kavram bütünlükleri de Prensip bünyesinde yer almakta ve bu inançların temel görüş ve olayları da 16. konuda kısaca okura sunulmaktadır.
Prensip, belli başlı üç ana konu başlığı altında toplanmıştır: Tanrı'nın yaradılış ideali, insanın bu idealin gerçekleştirlmesindeki hatası ve insanlığın yeniden Tanrı'nın ideallerine ulaşma için belli bir tarihsel plan içinde, Tanrı'nın yönlendirmeleri ile aşmak durumunda olduğu gelişim süreci.
Yaradılışın Prensipleri başlığını taşıyan ilk bölüm, Tanrı, insan, ve diğer varlıkların tabiatları ve Tanrı'nın bu varlıkları yaratmış olmasının ardındaki neden ile, Tanrı'nın bu amacının nasıl gerçekleştirilebileceği gibi konuları ele alır. Ayrıca günah olgusu hiç gündeme gelmediği ve insanların Tanrı'ya mutlak itaat ettikleri varsayılan ve isanlık için her dönem var olmuş olan verimli, barış içinde mutlu varlıklar olarak yaşanan bir dünya olgusunun gerçeğe dönüştüğünde nasıl olacağına açıklık getirir. Bu ilk bölümde ayrıca, ruhsal gelişim sürecinin nasıl bir yol izlediği ve insanlığın sonsuz mekanı olan ruh dünyasının tabiatı hakkında bilgiler de verilmektedir.
İnsanın Düşüşü adını taşıyan ikinci bölümde ise, asal insanların yaşamları ve de insanlığın acı çekmesinin ardındaki nedenler irdelenip, mutlu bir dünya ialesi olarak yaşanılması söz konusu olan ideal ile tamamen çelişen ve hemen her yerde karşımıza çıkan insan davranışlarındaki uçların ardındaki motifler incelenmektedir. Bu bölümde ayrıca, düşüşün insanın tabiatında, tarihinde ve de içinde yaşadığımız dünyada yol açtığı sonuçlar ve çözümün neler olableceği tartışılmaktadır. İnsanın Tanrı'dan kopuşunun ardındaki kaynak nedenin kapsamı anlaşılmadıkça insanların günah ve acıyla yüklü tarihlerini ve de bugünün Tanrı'yı dışlama eğilimlerinin çözümlenip, onarılabilmesi mümkün değildir.
Onarım tarihi başlığını taşıyan üçüncü bölümde ise, Tanrı'nın düşmüş kadın ve erkeği merkez alan ve onların asal ve saf sevgi anlayışına onarılmalarına yönelik takdirsel çalışması ve bu bu çalışmaya insanlığın çağlar boyunca verdiği karŞılıklar anlatılmaktadır. Bu anlatımda, onarım tarihine dönüşen insanlık tarihi boyunca yer alan kutsal nitelikli insanlar ve onlarla bağlantılı gelişen olaylar, yaradılış prensipleri ışığı altında bir kez daha gözden geçirilmektedir. Adem'in, Nuh'un, İbrahim'in Musa'nın İsa'nın ve Muhammed'in yaşam ve öğretileri tarihsel geliŞimleri içinde işte bu takdirsel plan çerçevesinde incelenmektedir.
Elinizdeki kitap, Chung Hwan Kwak'ın bilgi ve onayı altında, on sekiz yılı aşkın bir süredir, Unification Hareketi içinde bulunan ve halen hareketin Orta-Doğu temsilciliğini yürüten Thomas Cromwell tarafından, Frank Kauffman, Andrew Wilson, Tyler Hendricks, Taj Hamad, Csilla Balint ve Jennifer Symon gibi hepsi de belli akademik kariyerlere sahip ve Prensip konusunda değerli deneyimleri olan kişilerin de değerli katkıları ile hazırlandı. Söz konusu olabilecek her türlü ifade hatasının sorumluluğu tamamen yazara aittir.