|
İman Temeli
Birlik Temeli
Nuh'un Ailesinden Alınacak Dersler
Sonuç
Adem'in ailesinin düşüşü, Tanrı, Şit'in soyundan, Adem'in ailesinin hatalarını onarabilecek bir başka aile bulup, çalışabilene dek, insanlığın çok uzun ve zorluklarla dolu karanlık bir süreci aşması sonucunu da beraberinde getirdi. Adem ailesinde yapılan hataları onarıp, günahsız insanlık soyunu başlatacak gerçek ebeveynler temelini atmak üzere seçilen aile, Nuh'un ailesi oldu. Kutsal yazılara göre, bu iki aile arasındaki zaman süreci, on nesili kapsayan 1600 yıl idi. On sayısı, insanlığın, büyümenin üç aşamasından geçerek Tanrı'yla tam bütünlüğe ulaşacağı noktayı simgeler..
Tanrı, tüm bu nesiller boyunca, doğru karaktere sahip, alçakgönüllü bir insan yaratabilmek için uğraş verdi. Ve sonunda, Nuh, iman şartının tesisi için bir şart sunusu sunmak üzere Tanrı tarafından görevlendirilen kişi oldu. Tanrı, Nuh'a, üç katlı bir gemi inşa edip, onu yaradılışı temsil eden her türden bir çift hayvanla doldurup, dünyanın geri kalanının yok edileceği büyük tufana ailesi ile birlikte hazırlanması için çağrıda bulundu. Sözü edilen gemi, evreni, Nuh'un ailesi ise tüm insanlığı temsil etmekte idiler. Böylece, Nuh'un ailesini ve gemiyi, Şeytan'ın dünyasından ayırmakla, Tanrı, üç kutsamanın yerine getirilebileceği arınmış bir aile temeli üzerinde tabiatın diğer temsilcileri ile birlikte yeni bir onarım takdirini başlatabilme şansına sahip olacaktı..
Nuh, Tanrı'nın sözüne olan büyük imanı ile, ailesi dahil çevresindeki herkesin, bir dağın tepesinde olası bir tufan için gemi inşa etmenin çok mantıksız ve gülünç olduğunu iddia etmesine kulak tıkayarak, kendini tamamen misyonuna verdi. Nuh'un, böylesi güç bir işi destek almadan bitirmesi, haliyle çok uzun zaman aldı ama sonuçta, Nuh, büyük sabrının karşılığını, gemiyi tamamlayıp, iman temelini başarı ile tesis etti.
Daha sonra, tanrı, kutsal metin anlatılarına göre, yerüzünü kırk gün süren bir tufan
altında bıraktı ve yalnızca, Nuh ailesi ile gemilrine alınan hayvanların kurtulmalarına imkan sağladı. Tufan, fiziksel anlamda, Nuh’un ailesini düşmüş dünyadan ayırdı ve Nuh’a da, gerçek ebeveynlerin arınmış bir dünyaya gelebilmeleri için gerekli şartları tesis etme fırsatını kazandırdı. Böylece Tanrı, Nuh’un ailesini, yeni, arınmış bir soyagacınnın tesis için görevelendiridi.Kırk sayıs, on kuşak süresince onarılan dörtlü durum temelini temsil ettiği için, Nuh’un ailesinin tufan süresince gösterdikleri sabır olgusu, aaaaAdem’den Nuh’a kadarki 1600 yılın ve on kuşağın hatalarının telafi edilmesine imkan sağladı. Ayrıca, kırk günlük tufan olgusu ile birlikte, 40 sayısını temel alan zaman süreçleri ile bir takım telafi şartlarının oluşması yöntemi de tesis edildi. Dinler tarihi incelendik aıra, gerekli onarım dönemlerinde, bu zaman süreçlerinin sık sık yer aldığı na tanık olmaktayız.
Nuh'un ailesi de, Adem ailesi gibi sekiz üyeden oluşmakta idi. Nuh'un oğulları Hem, Şem ve Japet, Adem'in oğulları Habil, Kabil ve Şit'i, karısı, Havva'yı, üç oğlunun karıları ise, Adem'in üç oğlunun karılarını temsil etmekteydiler. Öyle ki, Nuh ailesinin ilk kuşağı, Adem ailesinin ilk kuşağını, ikinci kuşağı ise Adem ailesinin ikinci kuşağını temsil etmekte idiler. Nuh, Adem'in yitirdiği imanı temelini onarmak ve Habil'in imanını yenilemek, iki oğlu ise, Kabil ve Habil'in hatasını onarmak üzere birlik temelini onarmak ile yükünlü idiler. Şem ve Hem'in, Kabil-Habil arasındaki ilişkiyi onarması ile de, Başmelek ve Adem arasındaki ilişkinin onarılması için gerekli şart yerine getirilmiş olacaktı.
Adem'in ailesinde olduğu gibi, Şeytan,ilk oğul üzerinde daha fazla sahiplenme hakkına sahip olduğu için, ikinci oğul olan Hem, doğal olarak Habil pozisyonundaydı. Ancak, Hem'in, babasının iman temelini miras alabilmek ve Habilliğini kabul ettirebilmesi yine de belli bir şartı yerine getirmesi gereği vardı. O nedenle de, düşmüş tabiatların babadan oğula geçerliğini, babasının imanı ölçüsünde onunla kalp birliğini sağlayarak onarmadıkça, Habil olarak nitelendirilmesi söz konusu olmazdı.
Ne var ki, Hem, babasının Tanrı'ya olan bağlılığına duyduğu imanda yetersiz olduğunu, onu çadırında çıplak yatarken gördüğünde verdiği tepki ile gösterdi. Nuh, bir gün çadırında çıplak olarak uykuya daldı. Bunu gören Hem, utanç duyup, olayı hemen kardeşlerine aktararak babasının üzerini, eleştiren bir tavırla örttü. Nuh, bu davranışa çok sinirlendi ve Hem'i, kendisine halen yeterince güvenmediği, ve Tanrı'ya olan bağlılığı bunca belli iken, kendisine böylesi eleştirel bir tavırla yaklaştığı ve utanç duyduğu için azarladı. Nuh'un Hem'e bu denli kızmasının ardında, Hem'in bu davranışı ile halen düşüşün etkisi altında bulunduğunu göstermesi yatmakta idi. Çünkü, çıplak vücuttan utanıp, onu örtme duygusu ilk kez, Adem ve Havva cinsel organlarını kötü yönde kullandıktan sonra gündeme gelmişti. Babasının çıplak vücudundan utanç duyup, onu örtmeye kalkmakla, Hem, düşmüş tabiatın kendisi üzerinde halen etkili olduğunu, o nedenle de babasından iman temelini miras almaya yeterli bulunmadığını göstermiş oldu. Hem, hayatının kurtulmasını babasının imanına borçlu olmasına rağmen, davranışı ile onun Tanrı gözündeki saygınlığını hiçe saydı. Ve, kendi bencil dürüstlük ölçüsü içinde, hayatlarını kurtaran bu yegane insan karşı, kardeşlerinin de tavırlı yaklaşmalarına zemin hazırladı.
Böylece Nuh'un iman temelini miras almada başarısız olduğu için, büyük kardeşi Şem'e karşı da, Habillik pozisyonunu koruyamadı. Bu, her ikisi için de birlik temelini oluşturma zemininin yok olduğu anlamına gelmekte idi. Böylece, Şeytan, Adem'in ailesini onarmakla yükümlü Nuh'un ailesine, onca gelişmelere rağmen, Hem'in bu davranışı ile müdahale etme hakkına sahip oldu. Sonuçta da onarım takdiri çalışması, hem Adem ailesinin, hem de Nuh ailesinin hatalarının onarılıp, bedellerinin ödeneceği ileri bir zamana sürencine dek, bir kez daha ertelenmek durumunda kaldı.
Adem ailesinde yer alan düzene göre, Şeytan, Nuh'un oğulları üzerinde, ilk oğul olan Sem aracılığı ile egemen olmayı ümit ederken, Tanrı tarafını simgelemesi gereken Hem'in davranışı ile, birlikte bu hakkı Ham kanalıile sahip oldu ve sonuçta Nuh ailesi’ndw atılan temeller yitirildi. Yaradılış ve onarım prensiplerine göre, Şeytan’ın Tanrı tarafındaki her şeyi sahiplenmesi söz konusu değildir. O nedenle, Şaeytan, hem Sam, hem de Ham üzerinde egemenlik kurmazdı. Ham’ın hatası yüzünden, Sam, hiç bir zaman Kabil pozisyonunda var sayılmada ve böylelikle de Tanrı, Adem ailesindeki hataları onaracak şartları tesis etmek üzere Sam’ın soyağacından bir aileyi saçme hakkı na sahip oldu. Bu aile, İbrahim’in ailesi idi.
Nuh'un Ailesinden Alınacak Dersler
Nuh ailesinin taihi, özelllikle onarım sürecinde Habil figürlere güven ve destek vermenin önem ve gerekliliğine yönelik önemli pek çok dersler içermektedir.
1-Tanrı'nın onarım takdirinin nasıl işlediğini anlamak çoğu kez kolay değildir. O nedenle, Tanrı’nın görüş açısını temsil etmek üzere seçilen Habil figürlere, bu takdir anlayışı içinde destek verilmelidir. Bazı zamanlar, bu pozisyondaki ilderlerin söz davranışları değerleri için anlaşılmaz gelse de, bu özel sorumluluk gerektiren pozisyonda sahip kılındıkları bakış açısı diğer insanlarınkine göre çok daha dikey, çok daha derinlikli ve tanrı merkezlidir bu da, insanların, neden ya da nasıl olduğunu tam olarak çözümleyemeseler bile Tanrı’nın, bu pozisyondaki kişiler kanalı ile çalışabileceğine güven duymaları anlamına gelmektedir. Tanrı’nın onarım takdiri çalışması her zaman merkez kişiler merkez alınmak sureti ile yürütülü. Kişinin, bir kez merkez figür seçilebileceği nitelik ve şartlar oluştuğunda Tanrı’nın onarım çalışması da, o merkez kişi ve yönlendirmek durumunda olduğu kesimin uyum ve çalışmalaı ile bir ileri aşamaya geçiş yapabilir. Merkez figür başarılı olmadan diğerlerinin bir başka yoldan başarıya ulaşabilmeleri mümkün değildir. Ham, örneğin, babasının iman temelini miras alabilecek yeterliliğe ulaşıncaya dek, babası Nuh’a ailesini merkez figürü olarak sonuna dek destek vermek ve kardeşi Sam ile bilikte birlik temelini kurmak durumunda idi. Ancak Nuh’a tavır alması işe birlikte, Ham, ailesi için söz konusu olan takdirin gelişimine zarar verdi. Babası, gemiyi inşa ederek aAdem’in iman açmazını şartlı olarak onarımasına rağmen, Ham’ın kendisi geminin inşasında babasına destek vermediği için böyle bir iman temeline sahip değildi. O nedenle, Ham’ın sahip olduğu düşmüş tabiatlardan ötürü Nuh’a bu şüphe ile yaklaması bir yerde doğal idi, ama, Ham, babasına Tanrı’nın bakış açısından bakabilse idi, onu, büyük bir iman adamı olarak teşhis edebilmesi de mümkün olabilecekti.
2- Merkez figür, pozisyonundan ötürü, misyonunu başarması için gerekli bir takım içsel, takdirsel önemi olan sezilere sahip kılınırlar. Merkez figürler, Tanrı'nın düşmüş insanlara ulaştıracağı mesajlar için nesne alacağı öncelikli kişidir. Nuh, örneğin, herkeslerin çok çılgınca bulmasına rağmen, gemi yapımına ilişkin pek çok bilgiyi o nedenle Tanrı'dan alabildi. Çevresindekilere gelince onlar, Nuh'un Tanrı'ya yakınlığının, Tanrı'nın iradesini derin bir şekilde anlamasına imkan verdiğine güvenmek durumundaydılar.aynı prensip çerçevesinde, insanlar, bir merkez daha derin sezilere sahip olabileceğini o nedenle anlamak durumundadırlar.
3- Her erkek ve kadında düşüşle birlikte edinilen Kabil benzeri bir tabiat bulunduğu için, insanlar, Tanrı'nın takdirini daha iyi anlamalarına yardım edip, erdemli hayatlar yaşamalarına katkısı olacak bir Habil figürünü bulmak durumundadırlar. Hiç kimse, merkez bir Habil figürü bulmak durumundadırlar. Hiç kimse, merkez bir figürün yardımı olmaksızın kndi düşmüş tabiatını onaramaz. Ham, Nuh’un iman temelini miras alabilmek için Nuh’u, kendi Habil figür olarak kabul etmek durumunda idi. Böyle bir iman temelini smiras almadıkça, Ham, Nuh ailesinin ikinci kuşağının Habil’liğini üstlenecek niteliklere sahip olmazdı. Düşmüş tabiat, insanlara, sorumsuz bireylerin prensip aışı davranışları sonucu geçtiği için, yok edilmeleri de, ancak, sorumlılığunu bilen insanlar aracılığı ile mümkün olabilir. Merkez figür, Adem’in düşüşten önceki prensipe merkezli sorumlu pozisyonun temsil etmesi gereken kişidir. Habil figürün kendisi de düşmüş dünya içinde yr almakla beraber, yine de Tanrı’ya Kabil’den daha yakın bir pozisyona sahiptir.
4- Bir Habil fügürü izlemek, mutlak Habil olan gerçek ebeveynleri izleme öncesinde iyi bir eğitim oluşturur. Gerçek ebeveynlerin Tanrı ve yaşam standardı ile ilgili algılama ve açıklamaları normal seviyelerden çok farklı olacağı için, pek çokları tarafından anlaşılmaz bulunabilir. O nedenle, kişi, onların Adem ve Havva pozisyonlarında, sorumlu ve prensipe uygun bir yaşamın gerçek temsilcileri olduğuna olan iman ve inanç ile ancak, onların sahip oldukları anlayışa ulaşıp, yine onların onarılmış sevgi, yaşam ve soylarını miras almaya hak kazanabilir.Ham, Nuh’u gereği gibi izleyemediğinde bu niteliğini yitirdi. Düşmüş insan , bir merkez gigüre itaatini gösterir bir yaşam deneyimine sahip olmadıkça, gerçek ebeveynleri izlemede de yetirsiz kalacaktır.
5- Takdirsal nitelikli kimliklerin, kendilerinden beklenen misyonyerine getirememeleri, daima, onarım takdii plannının ertelenemesi ile sonuçlanır. Kabil ve habil, gerçek ebeveynler için gereken temeli tesis edebilseler idi, onarım takdiri çalışması anında bir sonraki safhaya geçiş yapıp, Adem ailesinin üçüncü kuşağı, gerçek ebeveynleri karşılayacak kuşuk olabililirdi. Ve böylelikle, günahsız bir soy ağacını tesis ederek, daha fazla dal budak salmadan kötülük ve acılar içindeki dünyanın oluşmasına set çekilebilirdi. Ne var ki, Şeytan’ın, Adem ailesini sahiplenmesi gibi, Tanrı’nın, bu aile yerine bir başkasını benzer misyonla görevelendirebilleceği şartlar oluşana kadar, pek çok çağların geçmesi gerekti. Dolayısı ile o ilk zaman dilimi arasında, söz konusu olan günahların telafisi de gerekli hale geldi. Bu açıdan, her geçen zaman hale gelmesine neden olmaktadır.
Adem ailesinde, gerçek ebeveynler için gerekli temelin tesis edilememe hatası, Nuh'un, Adem'i onarmak üzere seçilebileceği şartlar yeniden oluşuncaya dek, insanların yüzyıllar boyunca büyük acılar içinde yaşamları sonucunu da beraberinde getirdi. Ancak Nuh’un gemiyi inşa etmede gösterdiği inanılmaz imana rağmen, Nuh ailesi, Ham’ın inançsızlığı yüzünden sahip olduğu bu temeli ve onarılmış bir tarihin başlangıç noktası olma şansını yitirdi.
Böylace Ham’ın hatası ile birlikte, onarım tarihi kez daha, Tanrı’nın, İbrahim’I, Adem ve Nuh ailelerinin hatalarını onarmak üzere seçeceği zamana dek ertelenmek durumunda kaldı. İbrahim ailesinin takdirsel önemi olan kuşakları, bir sonraki konumuzun içeriğini oluşturmaktadır.