İDEAL  EŞ
4 Şubat 1969 Tokyo, Japonya
 
 
  

İdeal bir eş seçimi tarih boyunca bir sorun olmuştur. Bu sadece günümüz için değil, gelecektede önemli bir konu olmaya devam edecaktir. Başlamak için gelin ideal bir eş’in standartlarını araştıralım. 

Güzel bir kadın’ın yakışıklı bir erkekle eşlenmesi doğalmıdır? Aslında değil. Prensiplere göre evlilik, hayatın temel noktası durumunda olmalıdır. Allah’ın idealde istediği karı-koca ilişkisi kaybolduğundan dolayı dünya problemlere boğulmuş bir hal almıştır. Bunu nasıl onarabiliriz?  

Bir erkek, mutlu olabileceği bir kadın ister. Kadında mutlu olup haz duyabileceği bir erkek ister. Buna ek olarakta hem Allah’ın hemde yaradılıştaki herşeyin mutluluk bulacağı noktayla aynı olmalıdır. Tüm çevre  ve var olan herşey böyle bir çiftin varlığından çok büyük bir haz duyacaklardır. Ve doğal olarakta onlarla her konuda muhatap olabileceklerdir. Kuşlar onlar için şarkı söyleyip kelebekler çevrelerinde uçuşabilecekler. Ve böylece ortaya çıkan sonuçtan hem Allah hem insanlar ve hemde tüm yaradılıştaki en küçük varlıktan en büyüğüne tüm herşey haz duyabilecektir. Eğer atalarımız bu pozisyondan başlamış olabilselerdi bizler şimdi ideal bir dünyada yaşıyor olacaktık.  

Bir genç kız Allahın içinde yeşerdiği bir genç erkeğin hayalini kurar, bir genç erkekte Allah’ın içinde yeşerip yaşadığı bir genç kızın hayali içerisindedir. Bu gençlr birbirlerini övüp yücelttiklerinde Allah ve tüm yaradılış mutluluk duyarlar. Mutluluk standardı, onların birbirlerini canı gönülden ve tüm kalpleriyle kucaklayıp evrenin ve cennetinde mutluluk duyacakları standardı yakalamalarına bağlıdır. Bir erkek ve kadın, tüm evrenin birleşip bütünleşeceği nokta vede Allah’ın tecellileridir. İşte bu, Allah’ın ideal dünyayı yaratmadaki ümidiydi. 

Maalesef düşüşten dolayı ilk insan hem Allahla hemde yaradılışla olması gereken ilişkisini kesti. Sevgide, “ben merkezliliği” ortaya çıkardılar. Birbirleri ile Allahın iznini ve kutsamasını almadan kendi istekleri doğrultusunda sevgi ilişkisine girdiler. Böyle düşünen her kim ise, o kişi şeytanın bölgesinde tuzağa düşmüş demektir. Bu konuyu açık vede net bir biçimde anlamanız gerekmektedir. 

Bu problem özellikle, batılılaşan Japonyada çok yaygın. Burada bulunan ve birbirleriyle erkek ve kızkardeş olarak yaşayan siz gençler; onarım gerçeğini hayatınızda yaşayarak öğrenmelisiniz. Saflık ve temizliğinize dayanmalısınız. 

Allah’ın ideali, kadın ve erkek arasındaki düşüşten dolayı gerçekleşememiştir. Bundan dolayıda sadece bir erkek Allah’ın idealini yerine getirip bu düşmüş dünyayı onaramaz. Erkek ve kadın birlik olup Allah’ın ideali ve isteği için çalışmalıdıorlar. İşte bu noktadan başlayarak bizler sosyal vede mi,lletsel sorunlara çözüm bulabiliriz. Bunu onarmadan bizler ne bir milleti, ne dünyayı nede evreni kurtarmaya muktedir olamayız. Çıkardığımız sonuç budur. Yalnızca bir erkek ve bir kadın Allah’ın gerçek sevgisiyle birlik kurup bütünleşebilirlerse işte o zaman gerçek inançlı bir birlik gerçekleşmiş olabilir.  

Düşüş, büyüme basamağının son kademesinde gerçekleşmişti. Düşmüş dünyanın başlangıcı, Ademle Havva’nın birbirlerini başmeleğin sahte sevgisini merkez alarak sevmelerinden dolayı gerçekleşmişltir. Ve baştan başa onarımla gelişen insanlığın tarihi bütünüyle bir kaos ve karmaşa tarihi olmuştur. Bizler bunu onarmalıyız. 

SEVGİ’NİN GERÇEK STANDARDI 

Sevginin sahibi kimdir? Sevgiye evsahipliği yapan kimdir? Erkek açısından baktığımızda, “kadın olmadan sevgide olmaz” tezi önümüze gelmektedir. Aynı şekilde kadında; “erkek olmadan sevgide olamaz” diyecektir. Ancak bu türden olan karşılıklı sevgi, Allah olmadan ideale erişip gerçek olması gereken yere ulaşamaz. 

Sevginin efendisi, sevginin sahibi bütün muhteşemliği ile canlı olan yüce Allahtır. Allahın izni olmadan ve O’nun istediği doğrultuda kullanmayan ve bu sevgiyi çalan herhengi biri; sevgi hırsızıdır. Böyle bir kişi Aden bahçesinin kuralını çiğneyip günah ve ıstırabı getiren kişiler kadar suçludur. Bunu anlamalısınız.  

Düşmüş ataların kanbağını miras alan insanlık nesli, ekilen tohumun mahsülünün alınacağı bir döneme girmiştir. Bugünkü gençlerin önlerine çıkanla sevişme gibi bir yolu izlemeleri ve bunda hiçbir pişmanlık duymamalarına bir göz atın. Günümüzde böyle davranan birçok genç var. Hatta bunların bazıları 20’sinde bile değil. İşte bu durum bize, ekilmiş tohumların ürününün alındığı zamanın geldiğini açıkça göstermektedir. Bu zaman geldiğinde eğer bir kadın ve bir erkek çıkıpta ideal karşılıklı ilişki standardını kurmazsa  o zaman, “Allah yok” denilecek ve bu adeta ilan edilecek. Bir erkek ve bir kadının dünyanın bir köşesinde bu ideal ilişkiyi kurup ortaya çıkmaları harikulade müjdeli bir haberdir. Bu aynı zamanda Allah’ında haz ve mutluluk duyacağı bir haberdir. 

Siz Unification Ailesinin kadınları; yıllardır özene bezene beslemiş olduğunuz sevgi ve kalbinizi caddeden geçen bir erkeğin çalıp götürmesine izin vermeyin. Yanlış yönlendirilmeyin. Eğer imanınız yeterince derinse ve ruhsal birtakım tecrübelerinizde olmuşsa dikkatsiz davranamazsınız. Sevgi Allah’tan gelir. Ve Allah’ın izni olmadan prensiplere aykırı olarak karşılıklı ilişkileri kurup geliştirmek şeytansaldır. Allah’ı        kenara itip birbirini sevmek; bu şeytani dünyanın yapacağı şeydir. 

Birbirlerine özlem duyanlar varsa bu konuşmayı duyduktan sonra tövbe etmeleri gerekmektedir. Atalarımız düşüp bu dünyaya onarılması çok zor korkuınç vakalar getirdiler. Bundan dolayı Allahtan uzak ve onun kutsaması olmadan kendi isteğinizle herhengi biriyle evlenirseniz o zaman atalarınızın yapmış olduğu şeyi tekrar edip iyi atalar olacağınıza bunun tam tersini yapmış olursunuz ve kendi nesillerinize hasar vermiş olursunuz. Bundan dolayı herşeyi Allah’ın eline bırakmalısınız. Eğer bir evlilik yapıyorsanız merkezi noktanızda Allah’ın gülümseyen yüzünü görerek Allahla sevgi ilişkisine girebilmelisiniz. Böyle bir ilişki Allah’ın mutlak suretle haz duyacağı bir ilişki olacaktır. Orijinalde sevgi, utanç duyulacak birşey olmamalıydı, bunun tam tersine en gizemli ve değerli bir hayat tecrübesi olmalıydı. Ancak insan, Allah’ın prensiplerini bozdu ve sonuçtada utanç duyacağımız günahlarla vede kötülüklerle dolu bir dünya ve insanlık tarihi ortaya çıktı. 

Orijinal standardı bu dünya üzerinde başlatacak olan gerçek ebeveynleri bu dünya üzerinde karşılamalıyız. Böylelikle yepyeni atalar olup yepyeni bir tarih başlatmalıyız. Hem Amerikadaki hemde Japonyadaki üyeler beni görebilmek için can atıyorlar.  

Bazen iyi hissetmiyorum. Nedeni ise; bazılarınız birbirine aşk mektupları yazmakta veya diğer alakası olmayan işlerle uğraşmaktasınız ve birçoklarınız bunda hiçmi hiç  
tereddüt etmiyorsunuz sanki yoldaki satıcıdan bir kalem alırmış gibi. Böyle bir kişi kutsama alabilirmi? Kutsamanın orijinal standardına göre; bu türden durumlara açık kapı kesinlikle bırakılmamalıdır. Prensip açısından bakıldığında aslında hiçbirinizin kutsamayı almaya hak kazanmadığı muhakkaktır. Bundan dolayı düşmüş insanlar olarak sizler orijinal standardı onarmalısınız. 

Düşüşten dolayı Allah kendi evlatlarını kaybetti. Aynı zamanda Allah’a merkezli asıl olması gereken karı-koca ilişkisi bozuldu. Çocukların açısından bakıldığında ise gerçek ebeveynlere sahip olma şansları kayboldu. Düşüş gibi tek bir hareketle üç önemli pozisyon mahvolmuştu. Önemli olan bu üç önemli pozisyonu bedel ödemelerle onarmanın yollarını bulmaktır ve Allah’ın kabullenebileceği bir standardı kurmaktır. Onaracağımız ilk standart; Allah’ı, O’nun gerçek evlatları olarak sevmektir. Daha sonra belli bir basamaktan geçtikçe Allahın sevgisine merkezlenerek karı-koca sevgisini paylaşma dönemine girilecektir. Böylece bizler, saf temiz çocuklara sahip olmalıyız. Böylecede bizler Allah’a sevgi ve haz verecek olan orijinal dört durum temelini kurabileceğiz. 
  

* devamı var......
 


 I Başa dön I Ana Sayfa I E-Posta I Seyir I