ONARIM VE KUTSAMA 2 Şubat 1969 Tokyo - Japonya MÜCADELE YOLU
İSA’NIN GELENEĞİNİ MİRAS ALMAK
ALLAH’IN ARZU ETTİĞİ BAŞARI
ISTIRAP YOLU
KUTSAL DÜĞÜN
12 HAVARİ’NİN KUTSANMASI
ÜÇ ÇEŞİT AİLE
TANRI GÜNÜNÜN İLANI
ZAFERİN TEMELİ
KUTSAMANIN STANDARDI
KENDİ AKRABALARIMI İHMAL ETTİM
Tarihin, bir onarım tarihi olduğunu bu güne kadar hiç kimse idrak edememiştir. Unification Ailesinin büyük başarıları, onarım tarihindeki olaylarla ilgilidir. Tarihin temelini oluşturan ana unsur Allahtır. O, tarihte baştan başa ve günümüze dek etkili olmuş ve onarım tarihin gelişip yönlenmesini sağlamıştır. Allahın isteği doğrultusunda bireylere, ailelere, klanlara, toplum ve milletlere onarım için görevler verilmiştir ve bunlar aracılığıyla tarih günümüze kadar gelişebilmiştir. Bundan dolayı tarihin temel sorusu şu olmalıdır; “o halde bu onarım tarihi ne zaman tamamlanacaktır?
Onarımın tamamlanması demek; örneğin Ademin, düşüşe bağlı olarak gerçekleştiremediği standart, İsa’nın tamamlayamadığı satandart gibi gerçekleştirilememiş ve tamamlanamamış tüm standartlar’ın tamamlanması demektir. Bunların tümü, “bedel ödeme” yolu ile onarılmalıdır ve bu, Unification Hareketinin görevidir. Ben yön veriyorum ve dünya çapındaki tüm üyeler izlemeliler. Tüm bu tamamlanmamış standartları onarmak için üyelere rehberlik etmek benim vazifemdir. Sizlerin görevlerinizde benim önderliğimde görevinizi yerine getirmektir.
Bu muhteşem sorumluluğu yüklenen kişi, Ademden daha yüce ve İsanın yerine bu standardı tamamlamış olan kişi olacaktır. Bu kişiye eş’lik eden kadın ise; Havvayı bile aşacak ve İsa’nın eşi oşlarak kabul edilecek kadın olacaktır. İşte Unification Ailesinin görevi; böyle bir erkek ve kadını meydana getirmektir.
İsa’nın çarmıha gerilmesinden dolayı tüm dünyevi temeller kaybolmuştu. İsa tarafından bedeli ödenmemiş olan herşeyin bizlerin herbirimizce ödenmesi gerekmektedir. Bu sebeple herbirimiz, İsa’danda öteye gitmeliyiz.
Kaybolanların bedellerini ödeyebilmemiz için; bizler bu dünyada tarihsel zorlukları göğüsleyip belli bir standart oluşturmalıyız. Ve herkesçe ıstıraba uğradıktan sonra bizim kazanacağımız kesindir. Bu tür bir yol izlenmeden bedel ödeyerek olması gereken onarım gerçekleştirilemez. Bu yol Unification Ailesinin yolu olmuştur. Tarihi boyunca herzaman ıstırap çektirilmiş olmasına rağmen bizler hiçbir zaman olanları protesto etmedik. Kişi, aile, klan, toplum ve millet seviyelerinde eziyete uğradık ve kendimizi dünyanın en yalnız adam pozisyonunda bulduk ve bu durumda dahi bizler Allah’I rahatlatmak için çaba harcadık. İşte Unification Hareketinin tüm tarihi böyle geçmiştir. Bunu bilmeniz gerekmektedir. Bu durumu hiçbirinizin anlaması mümkün değildir. Ancak ben tam olarak bilmekteyim. İsaya, bizzat kendi üç havarisi karşı gelmişti. Üç havari dünyadaki üç ülkeyi simgeler ve bizler dünya seviyesinde öncülük etmeye başladığımız zaman üç ülke bize karşı gelip eziyet etmeli. Bu kadar vahim şartlar altında dahi bizler dünya seviyesinde bedeller ödeyip sağlam temeller atmalıyız. İşte bundan dolayı bizler 1967 de biten ilk yedi yıllık dönemde çok başarılı olabildik. Ve bizler şimdi 1968 de başlayan ikinci yedi yıllık dönemde bulunmaktayız. Bizlerin böyle bir bedel ödeme gibi çok zorlu bir yolda mutlak başarıyı kazanmamızın gerekliliğinin sebebi; Ademle Havva’nın düşüşü ile ve İsa döneminin kaybolmuş standartlarının onarılmasının gerekmesindendir. Bizler hem içsel hemde dışsal anlamda tüm bedelleri her seviyede yapmalıyız. Tüm bu tarihi gerçeklerin kaydedilmiş olduğu elinizdeki İlahi Prensipler kitabı dahi tüm bu ödemeleri ifade etmeye muktedir değildir. İşte ben bu sözkonusu yolun rehberliğini başarıyla yapabilmenin uğraşını vermekteyim.
Şimdi Korede Ailemizi yıkabilecek hiçbir güç mevcut değildir. Kuruluşumuz bu dünyadan silinemez. Ben bizzat başarılı bir temel ve standart getirdim. Hatta kötülük tüm gücüyle Unification Ailesine yüklense dahi Allahın koruması altında olacaktır ve böylece şeytana bizi suçlaması için herhangi hiçbir kapı bırakmayacaktır. İşte bu; geçtiğimiz 21 yıl içinde benim başarımla katedilmiş bir dönemin üzerine kurulan sağlam bir temeldir.
Bu, hem tarih hem dünya ve hemde evrenin hazdan dört köşe olacağı bir dönemdir. Ve bu dönem, Allah’ın 4000 yıldır tohumunu ekip ürününü alabileceği kurtarıcının yaşayan kurtarıcının gelip kaybolmuş ana standardı kurduğu dönem olacaktır. Bundan daha mükemmel bir müjde olamaz.
Dünya üzerinde hem yatay hemde dikey anlamda bedel ödeyerek atılan temellerin standardının vereceği hazzı bu dönem kadar yüce seviyede verebilecek hiçbir dönem yoktur. Onarım, düşüşün tam tersi istikametinde olmalıdır. Ademin ailesinde Adem, Habil ve Kabil arasındaki birliğin başarılması ile onarılabilinir. Bundan dolayıdır ki bizler Habil ve Kabili onarmadan Gerçek Ebeveynleri kurtarıcı olarak kabul etmemiz zordur. Allah’ın kalbi ile bütünleşmiş olacak olan ikinci geliş müthiş bir bedel ödeme yolundan geçmelidir. Başarılı olabilmesi için, her türden zorluklara göğüs gerebilmesi ve yaşayan bir adak olabilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde onarım için gerekli olan temeller atılamıyacaktır. Kurtarıcının ilk ezalı yolu; her yönden gelecek ıstırapları sindirebilmektir.
Bu türden bir ıstırap Japonyada yaşanmamıştır. Ancak Korede, Allah’ın isteğinin yerine gelebilmesi için bu ıstıraba dünya çapında almış olduğum görev uğruna katlanılmıştı. Bundan dolayıda Unification Hareketi demir parmaklıklar arasında başlamıştı. İlk imanlı insanlar hep böyle zor şartlarda eziyet ve ıstırap içinde başlamışlardı. Bundan dolayıda bizler böyle bir yol izlemeliyiz. Böylece Allah mutlak suretle eziyet çekenlerin yanında olacak ve onlarla birlikte çalışacaktır. Farkımız şu olmalıdır; İsa hapse atıldığında O’nun havarileri O’nu inkar edip yalnız bırakmışlardı. Biz ise bunun tümüyle tersini yapmalıyız.En çirkin durumlarla karşılaşsak dahi birbirimizle sımsıkı bütünleşip ölüme meydan okumalıyız. Allahın onarım planında nice 21 yıllar gelip geçmiştir. Orijinalde eğer seçilmiş milletin merkezini oluşturan imanlılar Kurtarıcıyı kabul edebilseler onarım sadece yedi yıl alacaktı. İşte bu böyle gelişmediğinden dolayı bizlerin 21 yıllık bir dönemden geçmemiz gerekmektedir.
Bu dönemin ardında Allah’ın merkezlendiği aile ve soy yatmaktaydı. İşte sizlerin bu tarihi anlayabilmeniz için kutsama almanız şarttır. Bu tarihsel temelleri sizler kutsamanın zafer dolu temelini miras almadıkça benim açıklamam imkansızdır. Sizler bu yolu tam anlamıyla öğrendiğinizde onarım tarihinin ne denli acı olduğunu anlayıp kavrayabileceksiniz. Bundan dolayı kutsamanın ne denli eşsiz bir şey olduğunun farkında olmalıyız.
İSA’NIN GELENEĞİNİ MİRAS ALMAK
Eğer kutsamayı istiyorsak o zaman Allah’ın isteği için nasıl yaşamamız gerektiği konusuna odaklanmamız gerekmektedir. İsa, Getsemini bahçesinde dua ederken orada kendi isteği için değil Allah’ın isteğinin olması için dua etmişti. Bunc aeziyet ve ıstırap dolu yolu kendi arzusu için seçmemişti. Sizlerde hayatın zorluklarını yenip üstesinden gelebilmeniz için hayat ve ölüm arasındaki bu zorlu yolda en az İsa kadar kararlı olmadıkça onarımın yolunda yürüyemezsiniz. Hayatınızı Allah’ın isteğine adayacak derecede kararlılığınız varmı? Eğer bu yolu seçtiyseniz o zaman bu yolu yalnız gidemezsiniz ve tüm insanlıkla muhatap olmanız gerektiğini ayrıca bu yolda sizi izleyenlere iyi bir örnek olup onlarada rehber olmaya muktedir olmalısınız.
Gerçekten hazırmısınız? “benm çok güzel bir kızım ve her gittiğim yerde kabul edilirim, benim gibi narin biri zorlu işler yapamaz” diye bir düşünceye sahip olamazsınız. Yahut “ben çok güçlü ve yakışıklı bir erkeğim ve ailem çok soylu bundan dolayıda neyi istersem çok kolayca elde edebilirim, benim gibi mükemmel bir erkek bu türden düşük işlerle uğraşmaz” diye bir fikre sahip olamazsınız. İsa bu zorlu ve ıstıraplı yolu katetmeye başlamadan evvel “ben böyle bir yolumu izleyeceğim? Henüz evlenmiş bile değilim ve yalnızca 33 yaşında genç biriyim, değerim ve görevim henüz gerçekleşmemiş “ diyebilirmiydi? İsa böyle bir şeyi hiçbirzaman düşünemezdi ve hatta ölüm dahi O’nun için problem olamazdı. Hayatını feda etmeye hazırdı. Hatta düştüğü zaman dahi ezilmeyip hemen kalktı. Tarihte çok güçlü bir insan dahi O’nun bu durumuna çok güç dayanabilirdi. O’nu böyle davranmaya iten sizce O’nun güçlü kaslarımıydı? Tabii ki hayır. İnsanlık tarihinde İsa kadar Allahla kalben bütünleşmiş ve çok güçlü bir kararlılık içinde olan bir kişiye rastlayamayız. İsa’nın büyük gücünden dolayı tarih farklı bir yön alabilmişti. İşte bu; Allah’ın dünya üzerindeki yeni başlangıç noktasıydı.
O zamandan bu yana yaklaşık 2000 yıl geçmiş olmasına rağmen İsa’nın yaşayan ruhu hiç ölmedi tam tersine bugüne kadar milyonlarca insan tarafından miras alınıp benimsendi. Bizler bu türden yüce görevleri miras alarak kimbilir ne denli mutlu olabiliriz. İşte bundan dolayıdır ki hayatlarımızı dahi yitirsek bizler için o kadar önemli değildir. Ve ölümün bu pençesinden Allah’ın yüce kalbinin ışığı ile sıyrılıp çıkacağımız kesindir. İşte bizler bu ışığı yüklenip yaymaya çalışan erkek ve kadınlar olmalıyız. Aslında düşüş demek “ölüm” ve “kurtuluş” demek ise; ölümü yenmektir. Eğer başarılı olursak o zaman dünya yepyeni bir yön kazanacaktır. Sizlerin kararlılığı ölüm ve yaşam problemlerini yenebilmek için yeterlimi? Ben bu ölüm ve yaşam konularını birçok kereler hatta yüzlerce ve binlerce yaşadım. Eziyet çeksemde, ayaklarım kesilmiş ve gözlerim yerinden çıkarılmış olsalar bile ve hatta kafamı dahi kesseler ben başladığım bu dönemi tamamlamak için kararlıyım. Benim inancım mutlaktır.
Geçtiğimiz gün Japonyadan yaklaşık 50 kişilik bir grup Koreye gelip Pusan’I ziyaret ettiler. Bu yer, hiç kimsenin yaşamadığı taşlarla kaplı ve mezarlığın yakınında olan bir yer. İşte orada ben uzun zaman önce kartondan ve çamurdan bir kulübe yaptım. Burası muhteşem bir yer değildi. Orada uyuduğum zaman dahi Allah’ın yaratmış olduğu bir oğul olarak O’nun önünde O’na layık bir kişi’nin yolunu yürümekteydim. Benim araştırdığım şey; hiçkimsenin bugüne kadar erişemediği nitelikte derin ve içseldi. O zamanlarda benim hiçbir şeyim yoktu. Param yoktu, traş olmamış vede yıkanmamış bir yüzüm olduğu halde çok kirli bir görünümüm vardı. Ayrıca üzerimde oriyental ve batılı giysilerin karışımından oluşmuş elbiseler vardı. Ancak her gittiğim yerde çok iddialı ve yüce şeylerden bahsettim ki bunlar bir atom bombasından daha etkiliydi. Bundan dolayıda herkes duyunca çok şaşırıp kaçtı. Hayatım boyunca muhteşem zorlukları omuzladım ancak sizlerin bunları anlamaya muktedir olduğunuzdan emin değilim. Tüm olanları sizlere açıklayabilmem yaklaşık elli yılımı alır. Fakat sonuçta şunu söyleyebilirim ki; çalışmalarınız süresinde ne kadar eziyet çekerseniz çekin ve çevreniz sizlere ne kadar karşı gelirse gelsin, Allahın karşısında dimdik durup O’nunla yüzleşebilmelisiniz. İsa bu dünyayı haça gerilerek terketmiş olsa dahi, Allah’ın kalbinde hiç silinmeyecek bir iz bıraktı. Öyle ki; Allah’ın bunu gözönünde tutup değerlendirmesi gerekmekteydi. İsa bunu Allah’tan talep etmemiş olsa dahi Allah O’na erişmeliydi. İsa, yaklaşık 4000 yıllık ahit tarihi boyunca ilk ve tek gerçek evlat idi. Burada yaklaşık 300 kişi bulunmakta. Eğer sizlerinde kararlılığı tıpkı İsa’nın yapmak istediği yapmak için olan kararlılığı gibiyse, Japonyanın 43 bölgesi onrılabilir. Başarı, içsel içten gelen bir kararlılıkla mümkümdür ortalarda belirsizlikle gelen bir şey değildir. Bunu anlamalısınız.
Eğer sizler yüzlerce kez başarılı olsanız bile, Allahın düşündüğü ve şeytanın dahi erişemiyeceği sonsuz bir başarıya erişebilmek için daha fazla kararlılık göstermelisiniz. Sizler, bu denli zor şartlar altında yapmış olduğunuz bedel ödemelerinin, onarıma katkısının olup olmayacağı konusunda tereddüt edebilirsiniz. Ancak ben tüm bunları çok dikkatlice ve titiz bir şekilde hesapladım. Buna dayanarak Unification Ailesinin öğretisi tarihi yönlendirip asal bir tarih yapabilecek seviyededir. Sizlere hiç kimsenin tahayyül dahi edemiyeceği şeyleri öğretiyorum.
Japonyada herkes Unification Ailesini konuşmakta ve bu gençliğin, hayatlarını boşa harcadıkları düşünülmekte. Hatta bazılarınız Tokyo Üniversitesine girerek akrabalarınızın övgüsünü dahi almış olabilirsiniz. Ama sizler Unificastion Ailesine katıldığınız için aileleriniz sizlere mahrum kaldılar. Birçoğunuzun bu durumda olduğunuzu biliyorum. Ancak sizler büyük bir kadın ve erkek olmak istiyorsanız dünya seviyesinde çaba göstermeniz gerekmektedir. Japonyada ne kadar çok ıstırap çekerseniz çekin, bu bedel ödemeler sizlerin Allah’ın ideal sahasına girebilmeniz için yeterli değildir.
Unification Hareketi nedir? Bu Allah’ın ideal standardını gerçekleştirip O’nun sevgi sahasına erişebilmeyi canla başla araştıran kişilerin bulunduğu yerdir. Şimdi şu gerçeğin farkındasınız ki; sizler hayatınızdaki en değerli ve en yüce değerlere konsantre olmalısınız.
İsa zamanında üç asıl havari, 12 diğer havari, 70 ve 120 diğer inananların hepsi inançlarını kaybettiler. Sonuçta İsa haç’a gerildi. İşte bizler bunu onarıp Allah’a geri dönüş yolunuonarabilmemiz için hayatlarımız pahasına bile olsa canla başla çalışmalıyız. Aksi takdirde onarımın yolu imkansızlaşır. Bizler, ıstıraplı yolu geçip milletsel seviyede sorumluluk alabilmeliyiz. Herşeyi üç nesil içinde mükemmelen onarabilmeliyiz. Üç nesil gerekli çünkü prensibe göre dört durum temeli üç seviyede gelişir. İşte bu türden bir jararlılıkla bizler ıstırabı yüklenip tüm engelleri aşmalıyız.
İsa, gerçek ebeveyn yahut gerçek baba olarak geldi ancak Yuda, O’na ihanet etti. O’nun bu davranışı tüm insanlığı temsil etti. O’nun vasıtasıyla tüm insanlık kendi gerçek ebeveynini inkar etti. Bu yüzdendir ki bizler, gerçek ebeveynlerin parayla satılışının bedellerini ödemeliyiz. 30 parça gümüş için bir insan, gerçek ebeveynleri bu dünyadan sürdü ve Allah’ın 4000 yıllık takdirini tümüyle boşa çıkarmıştı. Bunun bedelini ödeyip satılan gerçek ebeveynlerin parasını onarmak için bizler 3 rakamınında dahil olduğu 4 yıllık bir süreye karşılık gelen miktardaki parayı sunmalıyız. Dört sayısı, Doğu, Batı, Güney ve Kuzey’i temsil etmektedir. Korede bu 3000 Won yani yaklaşık $30 dört yıl boyunca ödenmelidir. Bu para, sizlerin gözyaşlarınızında kartışmış olduğu alın terinizle kazanılmış olmalıdır. We sizler bu parayı kazandığınız zaman Allah’ın isteğinin, sizlerin yaşamlarınızdan dahada değerli olduğunu düşünerek kazanmanız gerekmektedir. We o para Allah’a böyle bir kalple sunulmalıdır.
Ayrıca İsa’nın üç havarisi O’nunla tamamıyle birlik kurması gerekirken tam tersini yaptılar. 12, 70 ve diğer 120 imanlıda aslında inançsızlık gösterdiler. Bundan dolayıda onarım yolunda bizler bunların hepsini onarmalı ve bedellerini ödemeliyiz. Böylece herbirimiz 3 ruhsal çocuk bulmalıyız ve onların temelinde 12, 70 ve 120 kişiye erişmeliyiz. Benim son 21 yıldır yapmakta olduğumda budur. Çünkü İsa bunu bu dünya üzerinde gerçekleştirememişti. Tanrı ve O, üzüntüyle bunu aşabilmeliydi. İşte Unification Hareketinin amacı bu üzüntüleri bitirmektir. Japonyayı, Asyayı ve geri kalan tüm dünyayı onarmalıyız. Böylece Allah’ın gelişerek büyüyen onarım takdirini dünya çapına genişletebiliriz.
1960 taki Kutsal Düğün için İsa ya kadar olan 4000 ve İsa dan sonraki 2000 yıllık dönemler için bedel ödeme temelleri atmamız gerekmekteydi. Kutsal Düğünün içeriği dünya çapında ve evrenseldi ancak gerçekte birkaç kişi buna tanık oldu. O zamandada hiç akla hayale gelmedik eziyetlere maruz kaldık.
1953 ten 1960 a kadar olan dönem çok zorlu bir dönemdi. Bu dönem süresince 3 milyon kişi, üç temel Hiristiyan grup ve üç hükumet Korede bizlere büyük eziyetler çektirdiler. Ancak bizler buna karşı olarak bedel ödeme temellerini atmalıydık. Bu benim 1960 taki Kutsal Düğünün ardındaki ana gerçekti. İşte o Düğün, Unification Hareketinin kaderini tayin etmiştir. Hem dünya hemde evren için muhteşem bir olaydı. Benim görevim sayesinde tüm dikey bedel ödeme temelleri bu dünya üzerinde yatay olarak ödenmişti. Bunun da sebebi; benim hem ruhsal hemde fiziksel alanda getirdiğim başarıydı. Benim önemli görevlerimden biri; 2000 yıl önce İsa’ya ihanet eden 3 ana havarinin benim düğünümden önce onarılmasıydı.
Ademle Havva nişanlı birer çift olarak düştüler. Bundan dolayıda onarım yalnızca tek bir kişi ile mümkün değildir. Kurtuluş, tek bir adamla olamaz. Bundan dolayıda erkek ve kadın beraberce bu problemi çözmeliler. Bir kadında cennete tek başına giremez. Ademle Havva’nın gerçek ebeveynler olarak standartlarının temellerini bu dünya üzerinde atabilmek için üç havarinin evlilikleri üzerine temeller atmamız gerekmektedir. Allah’ın isteği, Adem’in ailesini onarmaktı ancak Cabil ve Habilin hatalarından dolayı Allah’ın onarım plaı Nuh Ailesine geçmişti. Nuh zamanında tüm insanlık Tufan ile yargılanmışlardı. Bunun sebebi ise; düşüşle insan hayatını istila eden şeytanın elenmesi idi. BU, Allah’ın dünyadaki onarım takdiriydi. Onarım takdiri daha sonraları İbrahim, İshak, Yakup, Musa ve daha sonrada İsa’ya geçmişti. Bundan açıkça görebiliriz ki Allah’ın onarım takdiri birçok kereler ertelenmişti. Ademin Ailesinin standardını oturtabilmek ve onun bedelini ödemek için yapmamız gereken ilk iş Adem’in üç çocuğunu onarmamız gerekmektedir.
İsa’nın mutlak suretle Aden Bahçesindeki üç meleği temsil eden üç Havariye ihtiyacı vardı. Çünkü bu üç melek Aden Bahçesinde Ademle Havvaya Allah’ın isteğine göre hizmet etmediler ve böylece dünyayı düşmüş bir dünya haline getirdiler. Gerçek Ebeveyn görevinin tamamlanabilmesi için onlara tümüyle hizmet edebilecek ve üç meleği onaracak ve onların yerlerini alacak üç havariye ihtiyaç vardır. Bunlar gerçekleşmeden şeytan bu dünyadan gidemez. Tarihn boyunca Habil tip insanlara karşı gelen Kabil tip insanlar Kurtarıcının üç havarisi aracılığı ile onarılmışlardır. Onlar, ruh alemdeki üç meleği temsil etmekteler. Ve Kabil’in üç ana dönemdeki pozisyonlarını simgelemektedirler. Bunlar; Eski Ahit, Yeni Ahit ve Tamamlanmış Ahit dönemlerini yahutta Ademin Ailesindeki Kabili, İsa dönemindeki Kabili ve İkinci Geliş Dönemindeki Kabili temsil edebilirler.Bundan dolayıda İkinci Geliş döneminde Onarılmış Adem’i temsil eden Kurtarıcı tüm bunları onarabilmek amacıyla üç Kabili temsil eden 3 ana havariyi yetiştirmesi gerekmektedir.
Ruhsal Alemde 3 adet melek mevcuttur. Fiziksel Alemde ise üç ruhsal çocuk kendi ruhsal Habillerine tümüyle itaat etmeleri gerekmektedir. Ve ayrıca bu üç havari herhangi bir eziyet karşısında imanlarını tam olarak tutmaları gerekmektedir. İşte bu standart 1960 Nisanında gerçekleşmişti.
Onarımın yolu tersten olduğundan dolayı, evlat konumunda olan herkes ilk kutsanan olmalıdır. Üç havari yahut üç evlat işte bu durumu onarmak içindir.
Adem’in üç oğlu Cabil, Habil ve Seth’i temsil eden üç havarinin kutsanmalarından sonra gerçek ebeveynler 1960 taki Kutsal Düğündede belirtildiği gibi Gerçek Ebeveynler temel pozisyonda durdular. Allah Ademin Ailesine çok üzülmüştü ancak bu durum, Gerçek Ebeveynler tarafından ve dünya üzerinde ilk olarak kurulan ebeveyn çocuk ilişkisinin gerçek anlamda onarılması anlamındaydı. Bu 1960 ta Korede gerçekleşmişti ve böylece yepyeni bir tarihin başlangıcınında simgesiydi.
1960 Nisanında 12 rakamına merkezli Kutsamanın ilk basamağı gerçekleşmişti. Tarihsel anlamda bakıldığında İsa’nın 12 havarisinin onrımı idi. Kutsal Kitaplar Cennetin 12 kapısından bahsederler. 12 rakamı ayrıca Musevi tarihinde çok önemli bir yer tutar.
Düşüşten sonra Allah’ın üzüntüsü çok derindi ve kişisel, ailesel, klansal, toplumsal, milletsel vede dünyasal seviyelerde ayaklarını basacağı hiçbiryer yoktu. Bu durumu onarabilmek için bizler ilk etapta bireysel ve ailesel temelleri onarmamız gerekmektedir.
Cabil, Habil, Ham ve Sam’ı da içine alan dönem olan Ademden Nuh’a kadar 12 Aile mevcuttu. Nuh’tan İbrahim’e kadarda İshak ve Yakubuda içine alan 12 aile mevcuttu. 12 kişinin Kutsamayla dirilişi, demek; Ademden İbrahim’e kadar olan dönemdeki tüm ataların dirilişleri anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle; dikey olan bedel ödeme şartları yatay anlamda gerçekleştirilmişti. Ademden Nuh’a 10 nesil olmasına rağmen; Cabil ve Habilinde dahil olmalarıyla takdirsel açıdan 12 nesil etmektedir. Bu bedelin ödenmesi için gerçek anlamda 12 çift kutsama almışlardı.
Bu, şeytan’ın sürekli suçladığı ve hak iddia ettiği ikinci pozisyona bir diriliş getirmişti. Nuh’un ailesi Ademi temsil etti.Bende, Ademden İbrahime kadart olan Kabil ve Habilide içine alan 12 neslin dirilişlerine neden oldum. Ruhsal alemdekilerin dirilişleri ve ruhsal alemdekilerin serbest olmaları benim bu dünyada kurduğum temel üzerine gerçekleşmişti.
Adem’in, Nuh’un ve Yakub’un Ailelerinin standardının onarılmaları, Yakub’un Ailesi’nin kutsanmasıyla gerçekleşebilecekti. Bu durum insanlık tarihinde ilk olarak 36 çiftin kutsanması ile bununla ilgili tüm dikey bedel ödemeler yatay anlamda onarılmıştı. Bundan dolayı birinci, ikinci ve üçüncü gurup ailelerin kutsamaları doğal olarak kabul edilmiş olacaktı tıpkı Adem, Nuh ve Yakub’un aileleri gibi. Adem’in ailesi kutsama alan ilk 12 çift tarafından temsil edilmişti. Ve bu çiftler kendi istekleri doğrultusunda önceden evlenmişlerdi Nuh’un ailesi ise kutsama alan ikinci 12 çift ile temsil edilmişti. Bu gurup ise daha önce evlenmemiş ancak evlenmek isteyen ve gerçek sevgiyi arayan bir pozisyonda idi. Yakub’un ailesi ise üçüncü gurup 12 çift tarafından temsil edilmişti. Ve bu gurup saf idi. Bu üç gurubu içeren 36 çiftin kutsanması, Unification ailesinin kaderini ve cennetle yerin birliğinin temelini tayin etmişti. Bu durum Allah’a büyük üzüntüler veren birçok hataların onarılarak yatay tarihe dikey anlamda zafer getirmiş bulunmaktaydı. Bu başarı aynı zamanda ruhsal alemle fiziksel alemleri birbirlerine bağlamış bulunmaktadır. İşte şimdi Allah’ın dünya üzerinde ayaklarını basabileceği bir temel var.
Allah şimdi bu dünyada gelişebilir. Ve dünya seviyesinde gelişmeler kaydedilebilir. 1960 tan sonraki ilk yedi yılda Allah bu dünya ile dahada yakından ilgilenebilir. Bu da çocukların onarılmaları anlamına gelmektedir.
Geçmişte Kabiller Habillere itaat etmemişlerdi. Bunun onarılması için Habil ve Kabil aynı ailede bütünlük kurmaları gerekmektedir. Bu durumun bedeli, 72 çift’in kutsanması ile ödenmiş bulunmaktadır. Bunların 36 çifti Kabil ve diğer 36 çift ise Habil pozisyonundadırlar. Böylece atalarımızın gerçekleştiremedikleri dört durum temeli gerçekleştirilmiş oldu ve şeytan geri çekilmeye zorlandı.
Bunu izleyen 72 çift ve 124 çift’in kutsanmaları gerçek ebeveynlere merkezlenerek standardın dünya seviyesinde gelişmesini sağladı. 124 çift, dünyadaki ülkelerin öncülüğünü temsil etti. İsa’nın, ruhsal onarımı dünya çapında gerçekleştirebilmesi için 120 havariye gereksinimi vardı. Aynı yolla Unification Ailesinin başı olarak bende bu dönemi 124 çifti kutsayarak onların temelinde başlatmalıydım. Ben bunu 21 yılda gerçekleştirdim.
Bu olaydan sonra Allah yaradılışı onarmak için Kutsal Yerler’I onarma takdirine başladı. Bunun üzerine 1965 yılında dünya çapında 40 ülkede toplam 120 Kutsal Yer gerçekleştirilmişti. Bu bizim için bir dönüm noktasıydı.
Ebeveyn Günü en önemli günlerden biridir. Biz düşmüş insanlar Allah’ında haz duyabileceği bir ebeveyn sahibi olamamıştık. Ancak ebeveynlerimiz onarıldığından dolayı Allah ve insanlık haz duyabilir. Daha sonra Çocuklar Gününü kurduk. Onarım tarihini tamamlayamadığımızdan dolayı insanlık tarihi bu muhteşem günleri kutlama şerefine vede hazzına erişememeşti. Ancak bu durum tarihsel olarak kurulmuştur.
Sonuçta 1 Ocak 1968 de Tanrı günü ilan edildi. Tanrı gününün kuruluşu Tanrının yeryüzünde çalışması için bir temel oluşturdu. Ve Unification Ailesinin çalışmalarında gelişmesini sağladı. Bizler butemelle hgem fiziksel hemde ruhsal alemlerin serbest olmalarını sağlayabiliriz. Ayrıca Prensiplere merkezli olarak yeryüzü ve ruh alem cehennemlerini onarıp serbestliğin gelmesine yardımcı olabiliriz. Allah Günü ilan edildiğinden dolayı şeytanın ve cehennemin ayak basacakları yer kalmayacaktır. Tanrı Günü ilan edildiği gün benim görevimde tamamlanmıştı. İsa’nın Yahudi liderlerce eziyet çektirilmesi gibi bende Korede halihazırdaki Hiristiyan Kiliselerince eziyete uğradım. İsa yepyeni bir formülle Museviliğin yapmış olduğu tüm hataları onarıp yepyeni ve taze bir başlangıç planlamaktaydı.
Yeni bir soy oluşturmak için 3 yıllık bir görev döneminin geçmesi gerekmekteydi. Tüm bunları yapabilmek için kişi seviyesinden aile seviyesine oradanda klan toplum millet ve dünya seviyesine erişebilmek için ve Museviliğin şeytandan kurtulmasını sağlayabilmek vede hem ruhsal anlamda hemde fiziksel anlamda sonsuz ve kalıcı bir başarı elde edbilmek için İsa bir temel oturtmaya çabaladı. Maalesef O’na engel olundu. Bende benzer eziyetlere maruz kalmıştım. 1945 te durum şunu göstermekteydi ki; benim Kuzey Kore’nin başkenti olan Pyogyang’a gitmem gerekmekteydi. Tanrı açısından bu şeytanın kampıydı. Ve benim Allahın merkezi olan Seul’ü terkedip şeytanın merkez kampına gitmeliydim. Bunu yenemeden ikinci dönem için gerekli olacak olan temeli atmaya muktedir olamayacaktım. İşte bundan dolayı ben komünist bir ülkenin esir kampında ve hapishanesinde idim.
Hapisteyken, İsa’nın pozisyonunu onarabilmem için 12 havari bulmalıydım. Böylece yepyeni ve pırıl pırıl bir hayat hapiste başlayabilecekti. Bu durumu onardıktan sonra yeniden eziyet çekeceğim ve haksızlıklarla savaşacağım Güneye gitmem gerekiyordu. Yeni ve faydalı bir hareket kurabilmek amacıyla çok sıkı çalıştık. Amacımız, Allah’ın takdirsel planını gerçekleştirmek ve diğer kurulmuş olan guruplarla barış içinde yaşamaktır. Korede kurulmuş olan Unification Hareketinin işte nedeni budur.
Birkaç ay önce 10 Eylül 1968 de tüm Hiristiyan liderleri davet etmek için bir Akademik ev açtık. Davet etttiğimiz bu liderler aslında Unification Hareketine her zaman karşı çıkan Hiristiyan Kiliselerin liderleriydi. Yaklaşık 40 lider teşrif ettilewr ve onlar çok kibirli ve gururlu bir tavır içinde olmalarına rağmen bemn onları büyük bir şevkatle kucakladım. Aslında böyle bir zamanın gelmiş olmasından büyük bir memnuniyet duymaktaydım. Bu Kiliseler uzun yıllar Unification Ailesiyle uğraşmışlardı. Onlar bizim çapulcu takımı, çok zayıf ve kararsız olduğumuzu düşündüler. Ancak davetimize gelip bizi gördükten sonra Moon’un kendilerinin düşündükleri gibi bir kişi olmadığını kendi gözleriyle gördüler ve idrak ettiler. Onlar böylece Unification Ailesini tanıyabildiler.
Unification Ailesi Korede, yenilmesi imkansız olan bir hareket olarak bilinmektedir. Bizden korkup benbim çok sıradışı bir lider olduğumu düşünmekteler. Halihazırdaki kurulu olan Hiristiyan Kiliseleri bizim teorimizi çürütemediler. Bundan dolayıda birbirlerine, bizimle uğraşmamayı öğütlemekteler.
Eziyetlere katlanarak onarım yolunu açmiş bulunmaktayız. Hatta tüm dünya bize karşı bile gelse bizler geniş olacağız. Allah için defalarca ölsek bile gene Allah’ın isteğini yapacağız. Bu kararlılık, halihazırdaki Hiristiyan Kiliseler üzerinde büyük bir etki yapmıştı. Allah’ın 6000 yıllık onarom tarihi boyunca yüzyüze kaldığı bir yığın probleme çözüm getirdim.
Başarı sağlandığından dolayı ben ölsemde Unification Ailesi bu dünyada yaşayacak. Tüm Japonya bize karşı gelmek için seferber olsa bile hiçbir zaman yenilmeyeceğiz. Allah’ın Japonyaya ihtiyacı varmı? Olsa bile kendi isteği içinmi? Allah’ın ruh aleme, fizik aleme ve tüm evrene ihtiyacı olduğu için Japonyaya gerek duymaktadır. Allah önce çevrede gördüğümüz yaradılışı varetti ve bu zaman için hazırladı. Bundan dolayıda şimdi bizim tüm dünyayı harekete geçirmemizin tam zamanıdır. Bizler şimdi böyle bir dönemde yaşıyoruz.
Siz gençler! Tanrının varlığı konusunda hiçbir zaman endişeniz olmayacak. Allah mutlak suretle var ve hayatımızda bizimle birlikte yaşamakta. O hiçbir zaman fiziksel anlamda laboratuvarlarda deneyler yaparak anlaşılacak bir Tanrı değildi. O sadece hissedilen bir varlık değil, aynı zamanda tecübelerle edinilen bir gerçek. Ne muhteşem bir şey bu!
Onarım planını şeytanın suçlayamıyacağı bir şekilde kişi, aile, klan, toplum, millet, dünya ve evren seviyelerinde kuramadıktan sonra, kutsama için gerekli olabilecek temelleri atmaya muktedir değiliz.
1960 ta Ademle Havva’nın düşmüş oldukları büyüme seviyesinin son basamağına eriştik. Gerçek Ebeveynlerin mükemmel seviyeye erişebilmeleri için, yedi basamağı temsil eden yedi yıl gerekmekteydi. Bu ilk yedi yıllık dönemdi. Direkt egemenlik demek; Allah’ın kalbiyle hem içsel hemde dışsal anlamda doğrudan ilişkiye girmek demektir. İşte bu; hem içsel hemde dışsal hayat egemen olmaktır. 1960 ta Kutsamaya erişilmişti ancak gertçek anlamda bu yeryüzü hala şeytan’ın egemenliğindeydi. Bundan dolasyıda şeytan, kutsal gerçek aileye saldırabilirdi. Ancak bizler tüm bunlara, ebeveyn günü, çocuklar günü, yaradılış günü ve sonundada Tanrı gününü 7 yıl içinde ilan edip kurarak engel olabildik. Bundan ötürü, onarımın temeli yeryüzünde tamamıyla oturtulmuştu.
Allah, birgün şeytanın tüm suçlamalarını aşarak karşılaşacak olan erkek ve kadını aramaktaydı. 2000 yıllık Hiristiyan tarihinde İsa damat olarak ve Kutsal Ruh ta O’nun eşi olarak ruh alemde ve fiziksel alemde çalışmaktaydılar.
Ancak Unification ailesi aracılığı ile aradan şeytan geri plana itilerek hem ruh alem hemde fizik alemin birlik ve beraberliği sağlanmıştı. İmanlı olan insanların nihai erekleri tamamlanmıştı. Eğer bu nesil günden güne büyür ve gelişirse bir millet seviyesine erişip tüm dünyaya ulaşabilecektir. Bu yeni bir millet yani onarım planı anlamında 3. İsrail olacaktır.
Sizler her nekadar Japon olarak doğmuş olsanız bile, artık bir Japon atalarının çocuğu değil, ancakyeni bir soyun, Allah’ın soyunun çocuklarısınız. Unification Ailesi bunu mümkün kılmıştır. Biz farklı bir basamakta durmaktayız. Ve bu saha, şeytan’ın sizlere karşı yapacağı tüm suçlamaları bertaraf edecek bir sahadır. Sizler hangi pozisyonda durmaktasınız? Gerekli olan seviyeye erişemedikçe kutsama almaya hak kazanamazsınız. Düşüşte, bir kadın ve bir erkek Aden Bahçesinden kovulmuşlardı. Bundan dolayı onarımda bir erkek ve bir kadın bunun tam tersini yaparak pek nazik olmayan çevreyi kucaklayabilmeliler. İşte Kutsamanın anlamı budur.
Benim kendi Tanrı günüm, Çocuklar günüm Yaradılış günüm ve ebeveyn günüm evrensel seviyede kurulmuş bulunmaktadır. Sizler kutsama alıp bu seremonide yer alabilirsiniz. Ancak benim gitmiş olduğum dikenli ve zorluklarla dopdolu yolu henüz katetmiş değilsiniz. Yeni bir neslin ataları olarak sizlerde kendi Tanrı Gününüzü, Çocuklar Gününüzü, Yaradılış Gününüzü ve Ebeveyn Gününüzü ilan edip kurabilmelisiniz. Tüm Unification Ailesinin üyeleri bunu başarmalılar. İşte bizler bundan dolayı ikinci yedi yıllık döneme başladık. Sizler düşmüş bir Ademle Havva’nın nesilleri olmakla birlikte bu durumu yenip üstesinden gelebilmeniz için hiç yılmadan ileriye doğru koşup şeytan’ın her türlü suçlamalarına göğüs gerebilmelisiniz. Bunu yalnızca bizler değil tüm dünya yapmalıdır. Hem kadın hem erkek, hem yaşlı hemde genç. İkinci yedi yıllık dönem; tümüyle gelişme dönemidir.
KENDİ AKRABALARIMI İHMAL ETTİM
21 yıllık dönem süresince beni bir tek şey üzmüştür ve pişmanlık duymuşumdur, o da; gerçeği kendi akrabalarıma anlatamamış olmam. İsanın durumuda aynıydı. Kendi görevim konusunda akrabalarıma bir tek kelime dahi bahsedemedim. Tabii ki bana çok yakın olanlar benim büyük birtakım önemli işlerle uğraştığımın farkındalardı. Ancak onlara Prensibin muhteşem içeriği konusunda hiçbirşey bahsedemedim. Kendi öz kardeşlerime, anneme, babama ve akrabalarıma sevgi veremedim bunun yerine Kabil pozisyonundaki çevremde bulunan insanlara tüm sevgimi vermem gerektiğinin bilinci içindeydim. İşte bundan dolayıdır ki Unification Hareketi gelişmeye ve ilerlemeye muktedir olmuştur. Böyle yapmadıkça kendi Kabilinizin kalbini kazanamazsınız. Kabil olmadan Habilde ayakta duramaz. Sizi izlemeye kararlı olan çocuklarınızı kendi öz çocuklarınızdan daha fazla sevmedikçe bedel ödeme aracılığıyla onarım yolunu katetmeniz imkansızdır. Ancak bunu yapmak demek; büyük bir özveri demektir. Yemeden içmeden insanları sevmeye çalışmazsanız onları yönlendirmeyi başarmanıza imkan ve ihtimal yoktur.
Hayatımda baştan başa ben bu yol içerisindeydim ve bu türden bir temel atmaya çalışmaktaydım.
Ancak sizler benden farklı olabilirsiniz. İkinci yedi yıllık onarım döneminde sizler akrabalarınıza en değerli şeyleri verebilirsiniz. Böylece sizler kendi soyunuzun kurtarıcısı olabilirsiniz. İsa’nın ve benim yapamadığım şeyleri sizler gerçekleştirebileceksiniz. Sizler bunu birey, aile, klan, toplum vede millet seviyelerinde gerçekleştirebilirsiniz. İkinci yedi yıllık onarım döneminide yapılması gereken şeyi İsa 2000 yıl önce yapmak istemişti. Amacı ise; onarım takdirini Yusuf ve Meryeme bildirmekti. Pozisyonum bunları yapmama elverişliydi. Eğer önce akrabalarımı sevseydim o zaman Allah’ın takdiri için gelişme zemini olmayacaktı. Sevilen kişiler her zaman için eziyet çekmiş ve zorluk hep onların omuzlarına yüklenmiştir. Allah’ın onarım tarihi bizlere açıkça şunu göstermiştir ki; kendi sevgiğimiz öz çocuklarımızı, ailemizi, klanımızı adayıp bize ıstırap çektirip zorluklar çıkarn şeytan’ın çocuklarını, ailesini ve klanını önce sevmeliyiz.
Allah, kendi düşmanlarını sever ve onları kutsar. İsa haçta geriliyken “Allahım onları yaptıkları şeyin ne olduğunu bilmediklerinden dolayı affet” demiştir. İsa bunu söyleyebilirdi çünkü O, Allah’ın kalbini biliyordu.
Onarımın hedefine güçlü yumruklarla değil ancak sevgi gücüyle ulaşılır. Bedel ödeme yolununtamamlanması ancak bu yolla olur. Bunun bilincinde olmalıyız. İsa’nın dahi eri.şemediği kutsamaya katılmalıyız. İşte bu yolla mükemmel onarım ve kutsamaya erişilebilinir.
I Başa dön I Ana Sayfa I E-Posta I Seyir I